Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

merak etmek

  • 1 merak

    merak s
    1) ( anlamak, öğrenmek isteği) Neugier(de) f, Wissbegier(de) f
    \merak etmek neugierig sein
    \meraktan aus Neugier(de)
    \merakını doyurmak seine Neugier befriedigen
    2) ( yapmak, uğraşmak isteği) Interesse nt
    3) ( heves, düşkünlük) Interesse nt, Vorliebe f
    bir şeye \merakı olmak eine Vorliebe für etw haben
    bir şeyi \merakla yapmak etw mit Vorliebe tun
    4) ( kaygı, tasa) Sorge f
    \merak etme! keine Sorge!
    \merak etmek sich Sorgen machen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > merak

  • 2 merak

    merak [ɑː] <- > Neugier f; -e Lust (zu D), Interesse (an D); Unruhe f;
    merak etmek sich interessieren (-e für A); -i neugierig sein (auf A); sich (D) Sorgen machen um;
    merak etme! keine Sorge!;
    -e merak sarmak (a salmak) großes Interesse zeigen für, eingenommen sein von;
    -den meraka düşmek sich (D) Gedanken machen über A, sich aufregen über A; jemandes Interesse erwecken;
    meraktan çatlamak vor Sorge umkommen; vor Neugier platzen

    Türkçe-Almanca sözlük > merak

  • 3 bir

    bir
    I s
    1) Eins f
    \bir olmak sich zusammentun, sich verbünden
    2) iki/üç/dört günde \bir jeden zweiten/dritten/vierten Tag
    II adj
    1) \bir araba eine Fuhre; ( fig) ( pek çok) eine Menge
    \bir ayağı çukurda olmak ( fig) o ( fam) mit einem Bein im Grab stehen
    \bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek ( fam) lügen, dass sich die Balken biegen
    \bir çırpıda ( fam) auf einen Hieb, auf Anhieb, im Handumdrehen
    \bir el \bir eli yıkar, iki el \bir yüzü yıkar ( prov) eine Hand wäscht die andere
    \bir elmanın yarısı o, yarısı bu ( fig) o ( fam) sich gleichen wie ein Ei dem anderen
    \bir gecelik für eine Nacht
    \bir musibet bin nasihatten yeğdir ( prov) durch Schaden wird man klug
    \bir taşla iki kuş vurmak ( fig) o ( fam) zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen
    o benim \bir tanem sie [o er] ist mein Ein und Alles
    2) \bir şey etwas
    \bir şey değil! nichts zu danken!, keine Ursache!, macht nichts!
    \bir şey söylemeden ohne etwas zu sagen
    bu bambaşka \bir şey das ist etwas ganz anderes
    3) \bir akşam/gün/sabah eines Abends/Tages/Morgens
    günün \birinde eines Tages
    saat \bir es ist ein Uhr
    4) \bir yanda(n) ..., \bir yanda(n) ... einerseits..., andererseits...
    \bir yanda(n) merak ediyorum, \bir yanda(n) korkuyorum einerseits bin ich neugierig, andererseits habe ich Angst davor
    5) ( herhangi) irgend
    \bir yerde irgendwo
    dün çantamı \bir yere koydum gestern habe ich meine Tasche irgendwohin gestellt
    1) ( yalnız, ancak) nur
    \bir deri bir kemik olmak ( fam) nur Haut und Knochen sein
    bunu \bir sen yapabilirsin nur du kannst das tun
    2) ( fam) mal
    kafanı \bir işletsene! denk doch mal scharf nach!
    3) einmal
    \bir daha ( bir kez daha) noch einmal; ( olumsuz cümlede) nicht mehr
    \bir varmış, \bir yokmuş lit ( masallarda) es war einmal, es war keinmal
    \bir yağmur yağdı, \bir güneş açtı einmal regnete es, einmal schien die Sonne
    burada ( sakın) \bir daha görünmeyin! lassen Sie sich hier (bloß) nicht mehr blicken!
    4) \bir aşağı \bir yukarı gezinmek/gitmek auf und ab schlendern/gehen
    \bir zamanlar einstmals
    yerle \bir etmek dem Erdboden gleichmachen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bir

См. также в других словарях:

  • merak etmek — 1) (bir şeyi) anlamak veya öğrenmek istemek Bir gün, böyle dalgın oynarken, anası onun elini bağlı gördü, merak etti. M. Ş. Esendal 2) (bir şeyi) kaygılanmak Hele okuyanı, araştıranı hatta sadece neler oluyor diye merak edeni hiç yoktu aralarında …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • merak — is., Ar. merāḳ 1) Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek Ona bu merak nereden, nasıl, niçin, ne zaman illet olmuştur diye az kafa yormadım. H. Taner 2) Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği Öteden beri güzel giyinmeye, güzel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bakıtmak — vaktinde yapılmayan iş veya gelmeyen bir kişiyi merak etmek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tecessüs — (A.) [ ﺲﺴﺠﺕ ] 1. araştırma. 2. merak. ♦ tecessüs etmek araştırmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • TEMASÜL — Benzeyiş. Benzeme. Birbirine benzemek. Birbirine müsavi ve müşabih olmak. * Hasta sıhhate, iyi olmağa yaklaşmak. * Mat: Kesirsiz taksim kabul etmek, kesirsiz bölünebilmek.(Temasül tezadın sebebidir, tenasüb tesanüdün esasıdır, sıgar ı nefs,… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»