-
1 merak
merak s\merak etmek neugierig sein\meraktan aus Neugier(de)\merakını doyurmak seine Neugier befriedigenbir şeye \merakı olmak eine Vorliebe für etw habenbir şeyi \merakla yapmak etw mit Vorliebe tun\merak etme! keine Sorge!\merak etmek sich Sorgen machen -
2 merak
merak etmek sich interessieren (-e für A); -i neugierig sein (auf A); sich (D) Sorgen machen um;merak etme! keine Sorge!;-e merak sarmak (a salmak) großes Interesse zeigen für, eingenommen sein von;-den meraka düşmek sich (D) Gedanken machen über A, sich aufregen über A; jemandes Interesse erwecken;meraktan çatlamak vor Sorge umkommen; vor Neugier platzen -
3 bir
I s1) Eins f\bir olmak sich zusammentun, sich verbünden2) iki/üç/dört günde \bir jeden zweiten/dritten/vierten TagII adj\bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek ( fam) lügen, dass sich die Balken biegen\bir çırpıda ( fam) auf einen Hieb, auf Anhieb, im Handumdrehen\bir el \bir eli yıkar, iki el \bir yüzü yıkar ( prov) eine Hand wäscht die andere\bir gecelik für eine Nacht\bir musibet bin nasihatten yeğdir ( prov) durch Schaden wird man klugo benim \bir tanem sie [o er] ist mein Ein und Alles2) \bir şey etwas\bir şey değil! nichts zu danken!, keine Ursache!, macht nichts!\bir şey söylemeden ohne etwas zu sagenbu bambaşka \bir şey das ist etwas ganz anderes3) \bir akşam/gün/sabah eines Abends/Tages/Morgensgünün \birinde eines Tagessaat \bir es ist ein Uhr4) \bir yanda(n) ..., \bir yanda(n) ... einerseits..., andererseits...\bir yanda(n) merak ediyorum, \bir yanda(n) korkuyorum einerseits bin ich neugierig, andererseits habe ich Angst davor5) ( herhangi) irgend\bir yerde irgendwodün çantamı \bir yere koydum gestern habe ich meine Tasche irgendwohin gestellt\bir deri bir kemik olmak ( fam) nur Haut und Knochen seinbunu \bir sen yapabilirsin nur du kannst das tun2) ( fam) malkafanı \bir işletsene! denk doch mal scharf nach!3) einmal\bir daha ( bir kez daha) noch einmal; ( olumsuz cümlede) nicht mehr\bir varmış, \bir yokmuş lit ( masallarda) es war einmal, es war keinmal\bir yağmur yağdı, \bir güneş açtı einmal regnete es, einmal schien die Sonne4) \bir aşağı \bir yukarı gezinmek/gitmek auf und ab schlendern/gehen\bir zamanlar einstmalsyerle \bir etmek dem Erdboden gleichmachen
См. также в других словарях:
merak etmek — 1) (bir şeyi) anlamak veya öğrenmek istemek Bir gün, böyle dalgın oynarken, anası onun elini bağlı gördü, merak etti. M. Ş. Esendal 2) (bir şeyi) kaygılanmak Hele okuyanı, araştıranı hatta sadece neler oluyor diye merak edeni hiç yoktu aralarında … Çağatay Osmanlı Sözlük
merak — is., Ar. merāḳ 1) Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek Ona bu merak nereden, nasıl, niçin, ne zaman illet olmuştur diye az kafa yormadım. H. Taner 2) Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği Öteden beri güzel giyinmeye, güzel … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakıtmak — vaktinde yapılmayan iş veya gelmeyen bir kişiyi merak etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tecessüs — (A.) [ ﺲﺴﺠﺕ ] 1. araştırma. 2. merak. ♦ tecessüs etmek araştırmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
TEMASÜL — Benzeyiş. Benzeme. Birbirine benzemek. Birbirine müsavi ve müşabih olmak. * Hasta sıhhate, iyi olmağa yaklaşmak. * Mat: Kesirsiz taksim kabul etmek, kesirsiz bölünebilmek.(Temasül tezadın sebebidir, tenasüb tesanüdün esasıdır, sıgar ı nefs,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük